Mezopotamya Tıbbı; Eziyete Devam
Kahramanımızın tabi tutulduğu eziyetler şiddetini artırarak devam ediyor: Tanrıların hoşlarına gideceğini
düşündüğü dua, ritüel, yalvarma vb. yollarla onların öfkelerini yatıştırmaya gayret etse de bir faydası
olmuyor.
“Bütün bunların birinin tanrısını memnun ettiğini sanıyordum, ancak birinin tanrısına yapılan iyilik
ötekince suç sayılıyordu. Göklerdeki tanrıların istekleri neydi; yeryüzü tanrılarının istekleri neydi bilen yok.
Ölümsüzlerin tanrıların düşünce tarzını nasıl öğrendikleri bir muamma. Dün sağ olan bugün ölü. Bunlar
benim anlamadığım hususlardı.Takatımı kesen hastalık üstüme çullanmıştı. Ufuktan korkunç rüzgar
esmeğe başladı, yeraltı dünyasından başağrısı üstüme çullandı. Öldürücü öksürük ilkel Apsu’sunu
üstüme saldı. Karşı durulmaz hortlak Ekur’u terketti, Lamaštu-kötülük demonu dağdan aşağı indi, tufan
krampını ortaya yaydı.. Güçsüzlük yerlerin çimenleriyle toprağı sardı…Yer beyleriyle birlikte kafatasımı
sardılar. Yüzüm sefalet içinde, gözlerim tufan.. Boyun kaslarımı zorlayarak, gücümü yok ettiler. Her
doğram etimi ezip, işlevsiz hale getirdiler, nefes almayı zorlaştırıp akciğerlerimde ateş , kalçalarımda
ateş ve vücudumda titreme meydana getirdiler. Bağırsaklarımı bozdular. Benim güzel görüntümü duvara
çevirdiler. Sanki bir ot parçası gibi yere atıldım. Alû-rahibi sanki bir giyimmiş gibi benim vücudumu
vücuduna uydurup giyindi. Uyku bir net gibi vücudumu sardi. Gözlerim bakıyor fakat görmüyor,
kulaklarım duymuyordu…Dizlerim tutmuyor ayaklarım işini yapmıyordu. Artık vücudum görevini
yapmıyordu. Artık bütün yüzümü kaplamıştı. Rüya rahipleri bana sesleniyor, ben yanıt veremiyordum.
Ağzımda bariyerler, dudaklarım bağlı, boğazım tıkalaydı…” Hasılı hastamız kalabalık büyük bir
hastanenin bütün hastalarının hepsini vücudunda taşıyan biri haline gelmiş. Daha pek çok simptomdan
şikayetçi ama gidici değil. Ancak, gördüğü bir rüya ve Marduk’ un yardımı ile salah bulacak. Ama nasıl?
(Devam Edecek…)
Veysel Donbaz